Wednesday, January 26, 2011

Bir Karım Olsun İstiyorum...

Bir süre önce karısından yeni boşanmış bir arkadaşıma rastladım. Bir çocuğu vardı ve tabii ki çocuk eski karısıyla yaşıyordu. Yeniden evlenmek istediğini söyledi. Bir akşam evde ütü yaparken bu arkadaşım aklıma geldi ve birden benim de bir karım olsa hiç fena olmaz diye düşündüm. Neden bir karım olsun istiyordum? Kendimi ve bakmakla yükümlü olduğum diğerlerini destekleyebilmek için yüksek öğrenimimi bitirmek isterim. Karım ben okulu bitirene kadar çalışıp bana bakar. Çocuklarımıza da bakar. Onların doktor-dişçi randevularını kollar, iyi beslenmelerini sağlar. Her zaman temiz ve bakımlı olmalarına dikkat eder. Karımın çocuklarıma her zaman sevgi göstermesini, okul ve sosyal ilişkilerinde başarılı olmalarını sağlamasını isterim. Ben derslerimden zaman ayıramayacağım için çocukları gezdirmek, hasta olduklarında bakmak, özel ilgi gerektiği zamanlarda ilgilenmek karımın görevleri arasında olur. Karımın gerektiği zaman işten izin alabilmesi mümkün olmalı, ama bu, işten atılmasına neden olmamalı. Bu izin almalar, maaşından kesintilere yol açabilir, ancak o kadarına göz yumabilirim.


Karımın benim fiziksel ihtiyaçlarımı da karşılaması gerekir. Evimi temiz tutup benim ve çocukların arkasından toplayıp düzeltir. Giysilerimi temiz ve ütülü, eşyalarımın da aradığım anda bulabilmem için yerli yerinde olmasına özen gösterir. Karımın iyi bir aşçı olmasını, yemek alışverişini ve pişireceği yemekleri iyi planlamasını,yemekte bana ve çocuklara güler yüzlü davranmasını, yemekten sonra da benim ders çalışabilmem için bulaşıkları yıkamasını isterim. Hasta olduğumda bana bakıp sevgi gösterir, kaçırdığım dersler için beni avutur. Tatile gittiğimizde dinlenebilmem için çocukların beni rahatsız etmemelerini sağlar.


Karımın görevlerinden yakınmamasını isterim. Ancak çalışmalarımda karsılaştığım sorunları anlatmak istediğimde beni ilgiyle dinlemesini ve gerektiğinde yazdıklarımı temize çekmesini beklerim.


Karımın sosyal hayatımın ıvır zıvırıyla ilgilenmesi gerekir. Dışarı çıkacağımız zamanlarda çocuk bakıcısı bulmasını, arkadaşlarımı eve davet ettiğimde özel yemekler yapıp ikram etmesini, ancak ben ve arkadaşlarım ilgimizi çeken konularda konuşurken sözümüzü kesmemesini isterim. Çocukların beni ve konuklarımı rahatsız etmemeleri için karımın onları erken yatırmasını isterim. Konukların küllükleri temiz mi, tabakları boşalmış mı, içkileri var mı, kahveleri tam istedikleri gibi mi? Bu gibi ayrıntılara özen göstermesi gerekir.


Karımın cinsel gereksinimlerim konusunda da duyarlı davranması gerekir. İstediğim zaman tutkuyla sevişmeli ve beni doyuma ulaştırmalı. Ve tabii eğer havasında değilsem benden cinsel ilgi beklememeli. Başka çocuk istemediğimden karımın doğum kontrolü konusunda tüm sorumluluğu alması gerekir. Bana sadık olması, entellektüel hayatımın birtakım kıskançlıklarla kesintiye uğramaması bakımından önemli. Ancak benim cinsel ihtiyaçlarım monogamiye katı bir bağlılığı gerektirmeyebilir. Bunu anlayışla karşılayacak bir karım olmalı.Eğer bir rastlantı eseri şimdiki karımdan daha uygun biriyle karsılaşırsam, karımı yenisiyle değiştirme özgürlüğümün de olması gerekir. Yeni bir hayata başlayabilmem için karımdan çocukları almasını ve benim de yüzde yüz özgür olabilmem için onların tüm sorunlarıyla ilgilenmesini beklerim. Okulu bitirip de işe başladığımda karımın kendini tam anlamıyla görevlerine adayabilmesi için işini bırakıp evde oturmasını isterim.


TANRIM KİM BİR KARISI OLSUN İSTEMEZ Kİ ??


Ben mi? Karılar olarak sınıflandırılan insanlardan biriyim. Aynı zamanda bir anneyim...
Judy Syfers`in ünlü erkek egoizmini anlatan güzel bir makalesiydi.

No comments: