Wednesday, October 28, 2009

Zaman..

Evet: "Evriliyoruz..".


Zamanın hayatımıza girişi aslında çok yeni, özellikle bizler için.. Kuşak değişimi deniyor buna; bizden önceki kuşakta hayat durağanken, biz hızla yitirilen şeylerin farkına varıyoruz..


Daha hızlı hareket edebiliyoruz, daha çok geziyor, daha çok görüşüyor, kısa zamanda tanışıyor ve yine daha kısa zamanda vazgeçebiliyoruz..


Kısaca daha hızlı tüketiyoruz; yenilikleri, insanları, işleri, hayatı... Tabiki zamanı...


Bu çemberin içinde bir o yana bir bu yana dönüp dururken, savunma mekanizmamız bu süreçteki en büyük sorununu yok saymaya karar veriyor: Zamanı.


Beynimiz, yeni çizilen bu resmi gerçekleştirmek için çalışıyor: içindeki eksiği sorgulamıyor, sonucun iyi ya da kötü olması onu etkilemiyor, sadece uyguluyor.


Kendimizi iyi hissediyoruz, önümüzde yeni kapılar açılıyor. Psikolojik olarak yenileniyoruz, bir bakıma kendimizi tedavi etmiş oluyoruz.


Ama, o üzerine ağır örtüyü attığımız takvim, hala duvarda asılı ve birileri yapraklarını koparıyor. Bu yüzden zamanı kandırmak yerine, onu doyasıya yaşamak gerek.


tcbilge

 
"Aynı günü iki kere yaşayan bir insan, bir gün eksik yaşamış demektir." Hz.Muhammet